HPV Virüsü
HPV, cinsel yolla bulaşan bir virüstür. Kolay bulaşır ve önemli sağlık sorunlarına neden olur. HPV virüsü erkekte penis üzerine, kadında ise hazneye, dış cinsel organlara ve rahim ağzına yerleşir. Kadınlarda genital siğil, rahim ağzı ve vajina kanserine; erkeklerde de penis, skrotum ve anorektal kanserlerine yol açabilir. HPV'ye bağlı en sık görülen lezyon genital siğildir. Rahim ağzı kanserinin %99,7'sinde HPV virüsü etkilidir.
HPV enfeksiyonu her yaşta görülebilmektedir. Ancak sıklıkla cinsel olarak aktif olan gençlerde görülür.
HPV virüsü vücuda girdiğinde hücreler içine yerleşir. Virüs vücuda girmesinden ortalama 3 ay sonra genital siğil adı verilen lezyonları oluşturur. Virüs ilk olarak deride kabarık bir sivilce şeklinde ortaya çıkar. Kaşıntı ve yanmalara yol açar. Ağrısızdır. Bu kabarcıklar uzun yıllar kalıcı olabilir ve zaman içinde karnıbahara benzeyen bir şekil alır. Siğiller en çok genital bölgede görülür. Ama vücudun her yerinde çıkabilir. Dış cinsel organlarda ortaya çıkan siğillerin bulaşıcılık ve estetik görünüm dışında bir zararı yoktur. Ancak rahim ağzına yerleşen mikrop, rahim ağzı kanserine neden olması açısından önem taşır. HPV enfeksiyonu olmaksızın rahim ağzı kanseri oluşmaz.
HPV enfeksiyonları yıllarca bulgu vermeyebilir. Kişi yıllarca hiçbir şikayeti olmadan yaşayabilir. Her zaman genital siğillere sebep olmaz. Bu nedenle siğillerin oluşmaması kişinin virüsü taşımadığı anlamına gelmez. Bu durum hastalığın yayılmasına engel değildir, yine de hastanın cinsel ilişkiye girdiği kişilere geçebilir. Hpv virüsü bir kez vücuda girdiğinde bağışıklık sisteminin gücüne göre yıllarca hatta ömür boyu vücut içinde sinsi bir şekilde kalabilir. Ancak hastaların büyük bir kısmında 1-6 ay içinde belirti görülür. Kanserin oluşma süresi 10-15 yıla kadar uzun bir süreç olabilir. Bu yüzden kanserleşme başlamadan hastalığı yakalamak hayati önem taşır.
Ayrıca her HPV tipi de kansere neden olmaz. Bu virüsün %80-90’ı vücudun savunma hücreleri tarafından yok edilir. Bu mikrobu yenmek için vücudun bağışıklık sisteminin güçlü olması önemlidir. Hastaların %90’ında virüs 2-3 yıllık bir süreç içerisinde bağışıklık sistemi sayesinde doğal olarak vücuttan temizlenir. Ancak, hangi hastalarda bu bağışıklık sisteminin ne kadar güçlü olduğu ve kanserin oluşmasının engelleyeceğini önceden bilmek mümkün değildir.
Rahim ağzı kanserine neden olan HPV tipleri yazımızı okuyabilirsiniz.
HPV Teşhisi
Dış cinsel organlarda bulunan siğillerde tanı, görünüme bakılarak konulur. Çıplak gözle rahatlıkla görülebilirler. Kadınlarda HPV enfeksiyonunun tanısı genellikle smear testi ile konur. Smear testi, rahim ağzından alınan örneğin patolojik olarak incelenmesidir. HPV‘nin hangi tipte olduğunu belirlemek için ise HPV DNA testi yapılır.
HPV Nasıl Bulaşır?
Bulaşma için tam bir cinsel ilişki olmasına gerek yoktur. Enfekte olan bölgelerinin birbiriyle temas etmesiyle de hastalık bulaşabilir. Genel tuvalet ve duş gibi hijyenik olmayan ortamlardan veya virüslü kişinin kullandığı eşyalardan da geçebilir. Yeterince dezenfekte edilmemiş ağdacılarda kullanılan ağda malzemeleri, dövme piercing materyalleri, ortak iş çamaşırı ve bornoz kullanımı da virüsün bulaşmasında etkilidir. Çok sık görülmemekle birlikte doğum sırasında anneden bebeğe geçebilir.
HPV Çeşitleri
Bu virüsün 200'den fazla çeşidi vardır. Rahim ağzı kanseri ve genital siğil oluşumuna neden olmalarına göre yüksek riskli ve düşük risk olarak iki gruba ayrılır.
Yüksek riskli HPV türleri: Kanser riski olan tiptir. Bu tipler; 16, 18, 26, 31, 33, 35, 39, 45, 51, 52, 53, 56, 58, 59, 66, 67, 68, 69, 70, 73, 82 ve 85’dir. Tip 16 ve18 başta olmak üzere 45, 33, 31, 52, 58, 35 en sık gözlenen yüksek riskli HPV tipleridir.
Düşük riskli HPV tipleri: Düşük riskli HPV tiplerinin kansere neden olma riskleri bulunmaz, sadece genital siğillere sebep olabilir. Bu tipler; 6, 11, 32, 40, 42, 44, 54, 55, 61, 62, 64, 71, 72, 74, 81, 83, 84, 87, 89 ve 91’dir. HPV 6 ve 11 genital siğillerde en sık gözlenen düşük riskli HPV tipidir.
HPV'den Korunma Yolları
Hpv aşıları: HPV aşısı önemli bir korunma yoludur. Hatta bazı Kuzey Avrupa ülkelerinde zorunlu hale getirilmiştir. Ancak aşılar, vücut vürüsle karşılaşmadan önce uygulandığında etkili olur. Tedavi amaçlı değil, korunma amaçlı etkisi vardır. Ayrıca aşılar, virüsün kanser yapan grubundan HPV 16 ve 18’e karşı, siğil yapan grubundan ise HPV 6 ve 11 tipine karşı korur. Aşının koruyucu olabilmesi için kadınlarda 9-26 yaş arasında yapılması önerilir. Ancak 26-45 yaş aralığındaki cinsel ilişkide bulunmamış kadınlar da aşı olabilir. Altı ay içinde üç doz olarak önerilir ve bu üç doz en iyi korumayı elde etmek için gereklidir.
Daha ayrıntılı bilgi için HPV aşısı yazımızı okuyun.
Prezervatif kullanımı: Cinsel olarak aktif kişilerde HPV enfeksiyonu riskini azaltabilir. Ancak tamamen önleyemez. Çünkü enfeksiyon prezarvatifin kapladığı alan dışında da bulunabilir. Ciltten cilte temas ile bulaşabilir.
Tek eşlilik: Çok eşlilik HPV virüsünün bulaşması için en önemli risk faktörüdür. Yaşamının herhangi bir döneminde birden çok eşi olanlar, eşi daha önceden birden fazla kişiyle ilişkide bulunmuş kişiler, cinsel yaşantıya çok erken yaşta başlayanlar yüksek risk grubundadırlar.
HPV Tedavisi
HPV enfeksiyonunun etkin bir tedavisi yoktur. Ancak tedavide virüsün hızlı bir şekilde yayılmasını, bulaşmasını engellemek ve virüslerin oluşturmuş olduğu siğilleri yok edip cinsel organı sağlıklı bir duruma getirmek amaçlanır.
Lezyonların boyutu, sayısı ve şekillerine göre çeşitli tedavi seçenekleri vardır. Bunlar:
Krioterapi: Siğiller dondurulur. Küçük siğillerde etkili bir yöntemdir. Ağrısız bir yöntemdir. Çoğu zaman anestezi kullanılmaz.
Trikloroasetik: Siğiller tarafından emilir. 6 hafta boyunca haftada bir uygulanır.
Elektrokoterizasyon: Tedavide elektirik akımı kullanılır. Ağrılı olabilieceği için lokal anestezi uygulaması yapılabilir.
Kimyasallar: Siğillerin uzaklaştırılması için kimyasalar maddeler kullanılır. Kimsyasal maddeler oldukça etkilidir. Ancak sağlıklı ciltte tahriş etkisi yapar. Dikkatli bir şekilde uzman ellerde yapılmalıdır.
Lazer tedavisi: Lazer ışınları ile siğiller yok edilir. Büyük siğillerde sonuç vermektedir. En son olarak, diğer tedavi yöntemleri sonuç vermediğinde uygulanır. Lokal anestezi ile yapılır. İz bırakması veya enfekte olması mümkündür. Tedaviden sonra 3 hafta boyunca ağrı kesici kullanmak gerekebilir.
İnterferon tedavisi: Siğilin içine ilaç enjekte edilir. Pahalıdır, yan etkileri fazladır ve diğer tedavilere göre fazla üstünlüğü olmadığı için çok fazla tercih edilmez.